İşçi hakları, işçi ücretleri, çalışma koşulları ve şartları, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili her türlü mevzuat ve konuyu inceleyen iş hukuku, işçinin korunmasına yönelik temel ilkenin ışığında işleyen bir hukuk dalıdır. Bunlarla birlikte iş yasası ve iş hukuku çerçevesinde toplu sözleşme, bireysel sözleşme, grev hakkı ve örgütlenme gibi pek çok alt başlık öne çıkmaktadır. 

     Temel anlamda iş hukukunun işçiler ve işverenler arasındaki ilişkileri inceleyen ve düzenleyen bir hukuk dalı olduğunu söylemek mümkün. Tabii ki toplumsal olarak ana konusu insan faaliyeti ve insan ilişkileri olan pek çok münasebetten bahsedebiliriz. Söz konusu iş hukuku olduğu zaman yalnızca hizmet akdinden doğan ve bağımlı hizmet yükümlüğü içerisinde olan insan ilişkileri mercek altına alınmaktadır. İş hukuku çalışan, işveren ve bu unsurların devlet ile olan ilişkilerini düzenleme amacıyla yola çıkar. Diğer hukuk dalları ile kıyasla iş hukukunda yoğun bir devlet müdahalesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Devletin iş hukuku süreçlerine müdahil olması, onu karma hukuk kapsamına yakınlaştıran etkenlerden bir tanesidir. Bu açıdan ele aldığımız takdirde iş hukukunun yalnızca hizmet sözleşmesinin tarafları arasındaki ilişkileri düzenlediğini değil, aynı zamanda taraflardan her birinin üye olabileceği örgütler ile olan ilişkilerini de düzenlediğini söyleyebiliriz. Bundan ötürü de iş hukuku aslında bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olmak üzere iki ayrı dalda incelenmektedir. Bununla birlikte toplu iş hukuku da sendikalar hukuku, iş mücadelesi hukuku ve toplu iş hukuku olarak sınıflandırılmaktadır. İş hukukunun temel prensipleri arasında işçi korumasının ön planda olması, kurallarının genellikle nisbi emredici olması, kritik durumlarda işçi lehine yorumun geçerli olması ve işçinin kişiliğinin önem arz etmesi gibi konular yer almakta. İş hukukunun en önemli kaynaklarının başında ise tabii ki kanunlar gelmekte. İş hukukuna bağlı olan kanunları iş kanunu, deniz iş kanunu, basın iş kanunu ve sendikalar kanunu olarak sıralamak mümkün. 

 

"Gök Girsin, Kızıl Çıksın"